aşırı koruyucu anne baba tutumu
Annebabanın ve ailenin diğer bireylerinin çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir. Aşırı- Koruyucu Anne- Baba Tutumu: Bu tarz tutumu benimseyen ebeveyn sürekli çocuğa müdahale eder. Bu tutumda çocuğa sevgiyle beraber aşırı koruyucu ve aşırı verici davranışlar sunulmaktadır. Çocuğa bir
Aşırıkoruyucu tutum, ailenin çocuğu gereğinden fazla koruması, üzerine gereğinden fazla düşmesi olarak tanımlanmaktadır. Genellikle geç kavuşulmuş çocuklarda, tek kız ya da tek erkek çocuklarda ve ilk çocuklarda görülmektedir. Bu durum ebeveynin zaman zaman değişen tutumu olabildiği gibi anne ve babanın
Busebeple koruyucu anne baba tutumuna sahip bireylerin çocukları, kendine güvensiz ve başkalarına bağımlı yetişmektedirler. Otoriter anne baba tutumu katı bir disiplin ve yetersiz duygusal destek sebebiyle öz şefkat düzeyini en olumsuz etkileyen tutumdur. Anne babalar çocuğun hiçbir istek ve arzusunu dikkate almadan tamamen
nugibi kabul eder, değer verir, anne-baba çocuk yetiştirme sorumluluğunu kabul eder (Üstün, 2013). Aşırı baskıcı ve otoriter tutumda, kuralları otorite belirler, çocuktan kurallara kayıtsız şartsız uyması beklenir, aksi halde ce-zalandırılır. Aşırı koruyucu tutumda yetişkinler çocukların herhangi bir
AşırıKoruyucu Anne Baba Tutumu. Aşırı koruyucu anne baba tutumunu benimseyen ebeveyn çocuğuna müdahaleci yaklaşır ve çocuğunu sürekli kontrol eder. Çocuk, sürekli anne babası tarafından engellemelerle karşılaşır. Anne baba, çocuğun kendini tanımasına, geliştirmesine fırsat vermez. Çocuk, anne babaya bağımlı olur
Site Web De Rencontre En Ligne. Anne Baba Tutumları Nelerdir? Anne-baba tutumları, genel olarak çocuğun yetiştirilmesinde anne ve babanın başvurduğu sözsel ve fiziksel iletişimleri kapsar. Benimsenen bu tutum ve davranışlar, birey psikolojisi üzerinde ciddi etkiler bırakmaktadır. Ailede var olan çocuk-ebeveyn ilşkisindeki temel faktörleri anne babanın davranışları ve kurduğu sözsel iletişimdir. Anne ve babanın çocuklarına karşı takındığı davranışlar ve sergilediği davranış ve takındığı tutumlar, çocuğun karakter ve kişilik yapısını belirleyen en temel unsurlardır. Psikolojisi düzgün olan bireylerde ki ekten temel yapılardan biri, anne ve babanın sağlıklı tutumlarıdır. Anne ve babası ile sağlıklı bir ilişki içerisinde olan bireylere bakıldığında genel olarak girişken, düşüncelerini özgürce ifade edebilen ve son derece özgüvenli oldukları görülmektedir. Anne ve babalar tarafından çocuklara karşı uygulanan durum ve tutumların temel sınıflandırılması aşağıda verilmiştir 1- Baskıcı ve Otoriter Anne-Baba Tutumu Ailede otoriter ya da baskıcı anne- baba var ise çocuklar çekingen, özgüvensiz, ürkek ve başkaları tarafından kolayca yönlendirilebilen bir karakter yapısına sahip olabilir. 2- Aşırı Hoşgörülü Anne-Baba Tutumu Bu tip ebeveynlerin bulunduğu ailelerde; anne-baba, çocuk odaklı düşünmekte ve çocuk odaklı hareket etmektedir. Bunun iyi bir şey olduğu düşünülse de durum pek de öyle değildir. Çünkü bu tür ailelerde yetişen çocuklar; gelecekte bencil, kendilerini başkalarından üstün gören ve aşırı otoriter olabilirler. 3- Kararsız ve Dengesiz Anne-Baba Tutumu Bu tip ailelerde büyüyen çocuklar ise anne baba çelişkisine maruz kaldıkları için kendi içerilerinde de sürekli çıkmazdadırlar. Bu, çocuk üzerinde oldukça olumsuz bir etki bırakmaktadır. Çünkü bu tip ailelerde yetişen çocuklar; kararsız, ne istediğini bilmeyen ve kolayca yönlendirilen bir karakter yapısına sahip bireylere dönüşebilirler. 4- Aşırı Koruyucu Anne-Baba Tutumu Çocuğun; her an kontrol edildiği, kendi davranış ve kararlarında yeterince özgür olmadığı bir aile yapısında sağlıklı bir gelişim göstermesi mümkün değildir. Zira aşırı koruyucu anne baba tutumu sebebiyle çocuklar, özgüveni olmayan, karar verme sürecinde başkalarına bağımlı ve yönlendirilmeye açık bir karaktere sahip olabilirler. Bu bağımlılık hali, yetişkinlikte de devam edebilmekte, evlilikte veya karşı cinsle ilişkide de bu tür beklentiler oluşabilmektedir. 5- Hoşgörülü ve Güven Verici Anne-Baba Tutumu Bu aile tipi, ideal aile yapısına kesinlikle uygundur. Bu tür bir ailede yetişen bireyler, “birey” olmanın farkında olarak yetiştirilmişlerdir ve kendi hayatları vardır. Kendi kararlarını, kendi yollarını yine kendileri seçmektedir. Bu tür çocukların özgüvenleri tamdır ve sosyal ilişki kurarken sorun yaşamazlar. 6- Tutarsız Anne-Baba Tutumu Tutumu Bu tip aile, adeta anlıkların ailesidir. Yani bu aile tipi, her şeyi anlık yapmakta, anlık üzülmekte yine anlık sevinmektedir. Bu tip ailede çocuklar için var olan kurallar da anlık konup anlık kalkmaktadır. Çocuk üzerinde de dengesiz bir yapı oluşmaktadır. 7- Reddedici Anne-Baba Tutumu Bu tutum, çocuk açısından oldukça olumsuzdur. Çünkü karşısında ne fikirle giderse gitsin reddedecek bir aile yapısı vardır. Bu tür çocukların kendilerine güvenleri olmadığı gibi karşılarındaki bireylerede güvenemezler. 8- Mükemmeliyetçi Anne / Baba Tutumu Bu tip aileler, kendilerinin yaşayamadıklarını çocuklarına yaşatma arzusu içerisindedirler. Bu durum da oldukça sağlıksızdır. Çünkü çocuk her zaman kendisini merkezde görerek büyüdüğü için ilerde de bu algısını, hem ikili ilişkilerinde hem de sosyal ilişkilerinde sürdürmek isteyecek ve bu durum birçok problem yaşamasına sebep olabilecektedir. 9- Ayrımcılık Yapan Anne-Baba Tutumu Anne / babanın veya doğrudan ikisinin yapacağı ayrımcılık; çocuklar üzerinde oldukça negatif bir etki bırakmaktadır. Bu, her iki çocuk için de geçerlidir. Yani birine olumlu, diğerine olumsuz etki söz konusu değildir. Bu tür çocuklar, kardeşlerine düşmanca duygular besleyebilirler. Sonuç olarak; Anne babaların tutumları, çocuklar üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle de atılan her adımda dikkatle ve özenle davranılması gerekmektedir. Üstelik ebeveynlerin çocuklarına karşı takındıkları tutumlar, onların ilerdeki ebeveynliklerini de etkileyecektir. Bu doğrultuda çocuğunuzla ilgili yaşadığınız farklı problemlerin sebeplerinden birinin de sizin tutumlarınızıdan kaynaklanabileceğini söylemek yanlış olmaz. Eğer ki çocuğunuzda duygusal sorunlar ve davranış bozuklukları söz konusu ise bunun tedavisinin önemli bir kısmı da sizin anne- baba tutumlarınızı irdelemekten ve değiştirmekten geçecektir.
3. Aşırı Koruyucu Aile Tutumu • Çocukların üzerine titrenir. Ağlamasın, üşümesin, terlemesin, hasta olmasın, yorulup incinmesin diye büyük bir çaba gösterilir. Her şey çocuk adına yapılır. Anne babaların çocuklar için geliştirdikleri aşırı kaygı, çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir. • Çocuğa evde seçim hakkı verilmez. • Kazandırmak istedikleri davranışları duygu sömürüsü ve aşırı şefkat yöntemini kullanarak geliştirirler. Çünkü çocuğu mutlu edememe endişeleri vardır. Aşırı Koruyucu Aile Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkileri • Kararlar, çocuk adına aile tarafından alındığı için, karar alma ve seçenekleri değerlendirme becerileri gelişemez. Karşılaştığı sorunlarla başa çıkamayacağına inanır ve sürekli hata yapma eğilimi içindedir. • Bu çocuklar belli dönemlerde yerine getirmesi ve kazanması gereken davranışlar ve görevleri yapamadıkları için, aşırı bağımlı, ürkek ve çekingen olabilir, beceriksiz ve sakar görünebilirler. Kendilerini topluma kabul ettirmek için zaman zaman isyankar davranışlar sergileyebilirler.
Aşırı istenilen,geç kavuşulan,tek çocuk,ilk çocuk,tek erkek veya kız çocuk,en küçük çocuk,geniş bir sülalenin tek erkek çocuğu gibi çocuklar genellikle abartılmış sevginin odak noktası bebek gül bebek yere bu tür çocuklar erken konuşup geç tarafından çocuğun her çağrısına cevap kral gibi her dediği hiç istisnasız anında yerine getirilmeye tür çocukların üzerlerine hasta olmasın, yorulup incinmesin,mikrop kapmasın diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm gayreti çocuk bir cam fanus içinde büyütülür. Abartılmış sevgi ve aşırı koruyuculuk daha çok anne çocuk ilişkisinde ortaya koruyuculuğun ve sevginin altında yatan ana sebep annenin yalnızlığı ve hayattan özellikle de eşinden ve evliliğinden beklediğini bulamamış koruyucu anne çocuğuyla öyle bütünleşir ki onun büyüdüğünü ve olgunlaşabileceğini asla kabul etmek tür anne baba lar Çocuklar genelde üç yaşından itibaren rahatlıkla kaşık kullanabilirçocukları 8-9 yaşlarında olmasına rağmen yemeklerini kendileri yedirmek isterler. Ergenlik çağında bulunan 13-14 yaşındaki çocuklarına kendileri banyo yaptırmak veya gencin kıyafetlerini anne baba evde seçim konusunda pek söz hakkı ergenlik çağına girmiş olmasına rağmen anne çocuğuyla yatmak olarak da “Geceleyin çocuk korkulu bir rüya görür de, korkarsa ben onun sesini duyamam,onun yanın da olmalıyım .”gibi bahaneleri bu tür davranışlarıyla çocuğu- na olan derin sevgisini dile getirdiğini ve çocuğuna yardım ettiğini düşünmek- gerçekte kendi yalnızlığını ve mutsuzluğunu ,çocuğuna kendisini adayarak telafi etmeye kendine aşırı bağımlı yaparak kendisini değerli ve eşi bulunmaz çocuk en ufak davranışta dahi annesinin fikrini çocuğu kendisine tutsak etmekte ve bağımlı kılmaktadır. Aşırı koruyucu ve abartılı sevgisi olan anne babalar çocuklarına derin duygusal bağla baba çocukları için sebepsiz yere aşırı kaygı kaygı da onları çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir. Çocuğu mutlu edemeyeceklerini düşündükleri için hep karşı boğucu şefkat gösterirler. “Çiçeğin suya ihtiyacı vardır ama çok sularsanız ölür gider.” Bu tür ailelerde çocuğa doğal yaşam hakkı ilgilendiren kararlar da yaşı kaç olursa olsun fikri ve onun problemlerine karşı objektif yanlışları anne baba tarafından görülmek istenmez, olanlar ise bertaraf edilmeye çalışılır. Anne baba çocuğa yaptırmak istedikleri bir davranış için duygu sömürüsü,yemedim yedirdim,giymedim sana giydirdim,gençliğimi sana feda ettim.. metodu ve şiddetli şefkat yöntemi kullanırlar. Aşırı bağımlı bir çocuk kendine ait bir kişilik yapısı geliştirmekte çok örnek sanırım size biraz yardımcı olacaktır. 8 yaşındaki okul başarısızlığı nedeniyle annesi ile birlikte sorunun çözümü için bir öz geçmiş ve genel problemin hikayesi Anemnezalındıktan sonra çocuğun okul korkusu geliştirdiğini tespit ettim. Aramızda şu konuşma geçti. En çok hangi yemeği seversin ? Çocuk çekingen ürkek bakışlarıyla önce annesine sonra bana sorduğum soruya cevap vereceğini ümit ederek susmayı tercih etti. Peki patates kızartmasını sever misin?Diye sorduğumda ise annesine yönelerek “Anne ben patates kızartmasını seviyor muyum? yaşındaydı ve hala hangi yemeği severek hangi yemeği ise sevmeden yediğinin farkında dahi bu güne kadar ona bu konu hakkında hiç soru sorulmamıştı. “En iyiyi anne baba için en iyi kararları anne baba almalıdır.”Mantığı evde okulda ailenin verdiği sevgi ve desteği bulamadığı için okulu sevmiyor ve ders ise okuldan bir an önce kovulmak ve evde rahat bir hayat sürmekti. Bu konuda verebileceğim diğer bir örnekse Çocuk 9 yaşında gündüz devamlı altını bir fiziksel bozukluğu da görüşmeler sonucunda ise anne- nin çok titiz ve aşırı koruyucu olduğu ,bu nedenle de ortalığı kirletecek düşün- cesiyle 5 yaşına kadar çocuğun devamlı altının bağlandığı ve 5 yaşından sonra ise gece bezlenmesine devam edildiği ,çocuk tuvaleti kullanmak istedi -ğinde ise normal temizliğinin kendisi tarafından değil de annesi tarafından yapıldığı tepki davranışı olarak artık devamlı altını ıslatmayı tercih annesine sinir krizleri geçirttirerek ondan bir nevi intikam alıyordu. Bu somut örneklerde anne babanın aşırı koruyucu tavır ve yoğun sevgi bombardımana çocuğun tutulmasının ne kadar yanlış olduğu görülmek- yeterli kas gelişimine sahip olduktan sonra tuvaletini kendi kendisine yapmasına ve kendi başına yemek yemesine ,uyumasına,giyinip soyunmasına,kendi seçimlerinin olmasına,arkadaşlarının davetlerine katılmasına ve onları davet etmesine,psiko-sosyal gelişiminin tamamlanmasına sevgi ve koruyuculukta ölçülü davranarak onlara yardımcı özerklik tanımalıyız. Abartılmış Sevgi Ve Aşırı Koruyucu Anne Baba Tutumunun Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerinde Kalıcı Etkileri Aşırı koruyucu ve abartılmış sevgi ile büyütülen çocuklar hayata ve sosyal yaşama gereğince hazırlanamazlar. Hayattan edinmeleri gereken deneyimleri edinmeden hayatla karşı karşıya kaldıklarında uyum sağlamakta güçlük sıcak kucağından ayrılmak içinde bu tür çocuklara”Anne kuzusu” veya “Süt çocuğu” gibi isimler takılmakta ve bu şekilde muamele çekingen ve sakar görünür- ve başarma gücünden, kendilerini kabul ettirme istek ve yetene ğinden cevher kolay kolay su yüzüne çıkmaz . Çoğunlukla başarısız ve mutsuz yaşam bir kavga ve bir güç bu yarışta baştan yenilgiyi kabul yarışma isteği dahi uzak yaşamak çocuk için oldukça acıdır. Ailenin aşırı hoşgörüsü ve çocuğa olan düşkünlüğü çocuğu bencil yapar. Çocuk dünyanın merkezi olarak kendisini dikkat çekmeye ve etrafındaki kişileri kendi emri altında tutup,hizmet ettirmeye zayıf bir sosyal uyumu çevrelerinde lider olmadığı zamanlar dışlanır- kendini topluma kabul ettirmek için zaman zaman isyankar davranışlar sergileyebilirler. Çocuk ailesine olan bağımlılığını dış çevreye de himayesi altına alabilecek herkese karşı bağımlı olmaya boyunca bu böyle devam eder. Ailesinden gördüğü sevgi ve himayeyi de eşinden büyümeyen”Yetişkin-çocuk” olarak kalırlar. Anne baba olarak çocuğa doğal yaşam fırsatını gelişimi için yardımcı girişimci,sosyal ve olgun bir kişi olması için imkanları sağlamalıyız. Çocuklar hayatları boyunca kendi ayakları üzerinde kendileri durabil- baba olarak bizim görevimiz çocuklarımıza iyi örnek olarak rehberlik etmek ve kendi başlarına sağlıklı ,mutlu bir hayat sürmeleri için gerekli imkanları sağlamak ve eğitimi verebilmektir. Bir önceki yazımız olan Gevşek Ana Baba Tutumu başlıklı makalemizde Gevşek Ana Baba Tutumu hakkında bilgiler verilmektedir.
Yazar Banu Kılıç • Psikolog • 16 Ocak 2018 • Yorumlar Anne babanın çocuğu aşırı koruması, çocuğu gereğinden fazla kontrol etmesi ve özen göstermesi anlamına gelir. Bunun sonucunda çocuk etrafındaki kişilere aşırı bağımlı ve kendine güveni olmayan bir birey olabilir. Çocuğun yaşamı süresince olabilen bu bağımlılık, psiko-sosyal olgunluğu olumsuz açıdan etkiler ve çocuğun kendi kendine yetmesine olanak vermemiş olur. Anne babanın aşırı koruyuculuğu çocuğun okul başarısını ve okula uyumunu da etkiler. Yapılan araştırmalar sonucunda anne koruyuculuklarının babalara göre daha fazla olduğu görülmektedir. Annelerin çocuklarına karşı koruyucu bir tutum geliştirmesine yol açan nedenler Annelerin ilk çocuğunun ölmüş olması, birçok düşük yapması, zor bir hamilelik süreci geçirmesi, güç doğum yapmış veya uzun süren bir tedavi sonucunda çocuk sahibi olması ve başka çocuk sahibi olma şansının olmaması Annenin evlilik hayatı boyunca eşinin çok az yer alması, beklediği ilgi ve sevgiyi bulamaması Annenin kendi çocukluk ortamında sevgi ve şefkatten yoksun olarak büyümüş olması Aşırı korunan çocuklar fazlaca bağımlı olurlar ve her şeyi annelerinden istemeye yönelirler, kendi başlarına karar veremeyen, sormadan-danışmadan bir şey yapamayan, girişim yeteneklerinden yoksun bir birey olurlar. El becerilerini kendileri geliştiremediklerinden dolayı beceriksiz ve dolayısıyla güvensiz olurlar. İstediklerini ağlayarak yaptıran ya da aşırı inatçı bireyler olabilirler. Kendini korumayı öğrenemedikleri için savunmasız, çekingen bir kimlik geliştirirler ya da aşırı otoriter, etrafındakileri kullanan, şımarık kişiler olabilirler. Eğer; çocuğunuzun hareketlerini başına gelebilecek fiziksel zararlardan korumak için engelliyorsanız, gecede dört beş kere okul öncesi çağında olan çocuğunuzun üstünü örtmek için kalkıyorsanız, ayrı bir yatağı olmasına rağmen çocuğunuzun sizin yatağınızda birlikte uyumasına izin veriyorsanız, okul öncesi veya ilkokul çağındaki çocuğunuzun yanınızdan ayrılmasına hiç izin vermiyorsanız, düzenli olarak onun ödevlerini yapıyorsanız ya da çocuğunuza hiçbir ev işi sorumluluğu vermiyorsanız çocuğunuzu koruma konusunda aşırı bir tutum sergiliyor olabilirsiniz. Aşırı koruma karı/koca ve kadın/erkek ilişkilerine de engel olur. Çocuk odaklı bir yaşamda, ebeveynler kendi öz ihtiyaçlarına sağlıklı bir şekilde sahip çıkamazlar. Aşırı koruma çocuğun kişiliğini geliştirmez, bağımlı, ürkek, inatçı, istediğini tutturan bir birey olmasına neden olur ve bu aşırı koruma çocuğun özerk düşünme, sorumluluk alma gibi geliştirici yaşam fırsatlarına engel olur. Anne baba olarak çocuğa doğal yaşam fırsatı vermeliyiz. Çocuklarımıza iyi örnek olarak rehberlik etmeli ve kendi başlarına sağlıklı, mutlu bir yaşam sürmeleri için gerekli imkanları sağlamalıyız. Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Anne babanın çocuğu aşırı koruması, çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen göstermesi anlamına gelir. Bunun sonucu çocuk diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan, duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir. Çocuğun yaşamı boyunca sürebilen bu bağımlılık, psiko-sosyal olgunluğu olumsuz açıdan etkiler ve çocuğun kendi kendine yetmesine olanak vermez. Ana babanın aşırı koruyuculuğu çocuğun okul başarısını ve okula uyumunu da etkiler. Bebekleştirme aşırı korumacı yaklaşımın tipik özelliğidir. 8-9 yaşlarına geldiği halde yemeğini annesinin yedirmesini bekleyen, 11-12 yaşlarında ana-babasıyla aynı yatağı paylaşan, hatta annesi tarafından yıkanan çocuk örneklerimiz vardır. Böyle bir ortamda annenin çocukla iç içe geçmiş beraberliği, çocukta bir anne bağımlılığının oluşumuna neden olabilir. Büyümesine izin verilmeyen bu aşırı koruyucu ortamda, çocuğun “toplumsal gelişimi” engellenmiş olur. Bu da onun arkadaş ilişkilerini olumsuz etkileyebilir ve arkadaşları tarafından dışlanmasına neden olabilir. Gözlemlerimiz aşırı korumacı annenin evliliğinde bulamadığı doyumu, çocuklarıyla olan ilişkilerinde aramakta olduğunu göstermektedir. Bu gereksiz ve sağlıksız özverinin faturası, ilerideki yıllarda annenin yüksek beklenti içine girmesiyle, yine çocuğa kesilmektedir. Annenin aşırı koruyuculuğu birkaç şekilde gelişmektedir. Annenin ilk çocuklarının ölümü veya uzun zaman hiç çocuklarının olmaması bu nedenlerden biridir. Diğer bir neden annenin kendi çocukluğundaki etmenlerdir. Annenin sevgi ve sıcaklıktan yoksun bir ailede büyümüş olması, böylece kendi çocukluklarında yoksun kaldıkları şeyleri vermek isterken aşırı davranmaları buna neden olmaktadır. Yine annenin evlilik yaşamında çok az yer alan kocalarının olması, böylece baba ile anne arasında birlikte paylaşılan sosyal yaşam azlığı diğer bir etkendir. Aşırı korunan çocuklar fazlaca bağımlı olur ve her şeylerini anneden istemeye yönelirler, kendi başına karar vermekten aciz, sormadan, danışmadan bir şey yapmayan, girişim yeteneklerinden yoksun olurlar. El becerilerini geliştiremedikleri için beceriksiz, sakar dolayısıyla güvensiz olurlar. İstediklerini ağlayarak ister, verilmezse verilene kadar ağlar, mızmızlanır veya aşırı dediğim dedik, inatçı olmaya yönelirler. Kendini korumayı öğrenemediği için savunmasız, çabuk uyum gösteren, utangaç, çekingen bir kimlik geliştirmeye yönelirler. Veya, aşırı otoriter, etrafını kullanan, sorumsuz ve şımarık kişilikler yetiştirebilirler. Aşırı korunan çocukların ruhsal gelişmeleri de engellenmiş olduğundan, büyüdüklerinde çocuksu, her şeyi bekleyen, talep eden olmazsa aşırı kızıp sinirlenen kişilikler geliştirebilirler. Koruyucu anneler, çocuklarının her ihtiyaçlarını kendileri yerine getirirler. Beş yaşındaki çocuklarına yemek yedirir, okula giden çocuğunun çantasını taşır ve ödevlerini yapar. Sokakta koşmalarına, başka çocuklarla oynamalarına izin vermezler. Çocuğu için her şeyi yapan ama ondan hiçbir talepte bulunmayan anne-baba, çocuğun öğrenme ve bağımsız olma konusundaki muhteşem kapasitesine inandığını gösteren hiçbir mesaj iletmemiş olur. Koruma, çocukları sakatlar, onları bağımlı ve çaresiz kılar. Bu çocuklar, sevildiklerini hissediyor olabilirler, ama kendilerini hiçbir konuda yeterli hissetmeyeceklerdir. Özenli ve sevgi dolu anne-babalar bazen çocuklarına aşırı ilgi gösterebiliyor. Eğer anne iseniz, aşağıdakine benzer durumlarda aşırıya kaçıyor olabilirsiniz Çocuğunuzun tabağındaki her şeyi yemesi konusunda ısrarcısınız. Çocuğunuzun hareketlerini başına gelebilecek fiziksel zararlardan korumak için engelliyorsunuz. Gecede dört-beş kez okul öncesi çağındaki çocuğunun üstünü örtmek için kalkıyorsunuz. Ayrı bir yatağı olmasına karşın, çocuğunuzun sizin yatağınızda sizinle birlikte uyumasına izin veriyorsunuz. Okul öncesi ya da ilkokul çağındaki çocuğunuzun yanınızdan ayrılmasına hiç izin vermiyorsunuz. Çocuğunuza başkası tarafından bakılmasına izin vermiyorsunuz. Çocuğunuza hiçbir ev işi sorumluluğu vermiyorsunuz. Düzenli olarak çocuğunuzun ev ödevini yapıyorsunuz. Çocuğunuzun sizin seçtiğiniz dışındaki arkadaşlarıyla dışarı çıkmasına izin vermiyorsunuz. Aşırı korumacılık toplumumuzda “iyi” ebeveynlikle eşdeğer tutulmaktadır. “Aman koşma düşersin!…Üzerine hırkanı giy üşürsün!” türünden ikazlar çocuğun kendi algılarına güvenini sarsar. Düşmekten korkmayı öğrenir, düşünce nasıl kalkacağını bilemez, üşümenin daha ne demek olduğunu kestiremeden fazlaca giydirilir ve ilk rüzgarda hastalanır. Yemek konusunda yapılan zorlamalar, anneyle çocuk arsında bir güç kavgasının başlamasına neden olur. Oysa yemek yedirmek ve çocuğun her istenileni yemesini sağlamak ille de iyi ebeveynlik demek değildir. Annenin bu denli fazla’ var olması, çocuğun sağlıklı gelişimini engeller. Çünkü anne kendini çocuğunun hayatında çok fazla var etmektedir. Çocuğun özerk düşünme, gelişme, hata yapma, hatalarından öğrenme, sorumluluk alma gibi geliştirici birebir yaşam fırsatlarına engel olmaktadır. Anneliği tam zamanlı bir iş ve özellikle de mükemmel yapılması gereken bir iş olarak algılayan bu anlayış, gerek çocuğun gerekse annenin sağlıklı gelişimine önemli bir engeldir. Çocuğun ruhsal ve fiziksel beceri gelişimini engellediği gibi, özerk düşünce ve özgüven geliştirmesine de engel olur. Anne ise birkaç yıl içerisinde kendini tükenmiş, yorgun, yılgın ve çocuğuna içerlemiş, kızgın hissedebilir. Sonuç olarak aşırı koruma 1Çocuğun kişiliğini geliştirmez; bağımlı, talepkar, ürkek, inatçı, istediğini tutturan, mantıksız kavgalar çıkaran, çabuk mutsuz olan bir çocuk ve ileride benzer niteliklere sahip bir yetişkin olur. 2Anne/babayı ebeveyn rolünün dışına çıkarmaz; birer yetişkin olarak yaşayabilecekleri günlük hayatlarına karı/koca ve kadın/erkek ilişkilerine engel olur. Çocuk odaklı bir yaşamda, anne/baba kendi insanca öz ihtiyaçlarına sağlıklı bir şekilde sahip çıkamazlar. ALINTI
aşırı koruyucu anne baba tutumu